Asırlar önce Akdeniz’in koyu lacivert sularında, denizciler uzun yolculuklardan yorulduğunda ufukta bir ada belirirdi. Bu ada, tatlı suyuyla susuz kalanlara hayat verir, bereketli otlaklarıyla keçilere yuva olurdu. Adı Granbusa, yani bugün bildiğimiz adıyla Sulu Ada idi.

Granbusa sadece bir ada değildi; doğanın cömertliğini, sabrı ve dönüşümün güzelliğini simgeliyordu. Denizciler için güven, köylüler için bereket, yolcular içinse yeniden doğuştu.

Ve adanın hemen karşısında, kıyıya yaslanmış bir cennet vardı: Karaöz. Ormanıyla, deniziyle ve insanıyla, adanın ruhunu tamamlayan bir limandı burası. Bizim doğup büyüdüğümüz topraklar da işte tam burada, Granbusa’ya bakarak kök saldı.

Bugün biz, bu mirası bir marka adıyla yeniden canlandırıyoruz. Granbusa, köklerini Akdeniz’in tarihinden ve Karaöz’ün bereketli doğasından alan, doğaya saygıyı, saflığı ve sürdürülebilir yaşamı temsil eden bir yolculuktur. Tıpkı bir zamanlar adada özgürce büyüyen keçiler gibi, biz de ürünlerimizi doğanın kendi ritminde büyütüyor, koruyor ve paylaşıyoruz.

Granbusa adı, geçmişin bilgeliğini bugünün insanına taşır:

• Su gibi arı,
  Toprak gibi bereketli,
  Zaman gibi sabırlı.

İşte bizim yolculuğumuz da böyle başlıyor; Granbusa’dan Karaöz’e, doğadan insana, insandan yeniden doğaya…

Granbusa olarak vizyonumuz;
Akdeniz’in doğallığını, Antalya'nın bereketini ve geçmişin bilgeliğini birleştirerek, doğayla uyum içinde sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu göstermek.
Amacımız, doğanın ritmini koruyarak üretilen saf ve güvenilir ürünlerle hem insanlara hem toprağa iyi gelen bir dünya yaratmak.
Biz, sadece bir marka değil, doğaya saygılı yaşam biçiminin sembolü olmayı hedefliyoruz.

Granbusa’nın misyonu;
doğanın kendi dengesine zarar vermeden, toprağın bereketini koruyarak üretmek,
yerel üreticiyi desteklemek,
tüketiciye en saf, katkısız ve güvenilir ürünleri ulaştırmaktır.
Her ürünümüz, Akdeniz’in güneşiyle olgunlaşan, suyu ve toprağıyla beslenen bir hikâyenin parçasıdır.
Biz, geçmişin bilgisini geleceğin bilinciyle harmanlayarak, doğadan insana, insandan yeniden doğaya uzanan döngüyü yaşatıyoruz.